Berna Kurt
Yaklaşık üç aydır, ağırlıklı olarak BGST
Dansçıları ile KeKeÇa üyelerinden oluşan on beş kişilik bir grup olarak beden
müziği ve dans çalışması yürütüyoruz. Oldukça farklı müzik ve dans arka
planlarına, çalışma ve sahneleme alışkanlıklarına sahip, farklı yaş ve
deneyimlerden dansçılar ve müzisyenler olarak haftada bir ya da iki gün bir
araya geliyoruz.
Bu çalışmanın başlangıç
aşamasında, kurguladığımız çerçevenin çeşitli imkânlar barındırdığını düşünmüş
ve notlar almıştım. Süreç içinde hem beklentilerimin süreklilik taşıdığını hem
de yavaş yavaş pratiğe geçmeye başladığını fark ettim. Bu imkânlar şöyle
sıralanabilir:
- Dans/hareket dramaturjisi
anlamında farklı olanaklar sunuyor: dans kurgusu açısından, alışılageldik
“müziğe eşlik etme”, “müzikten bağımsız hareket etme” ya da “müziksiz hareket
etme” çerçevelerinin dışında, bağımsız bir alan açıyor;
- Müzik ve dansın etkileşim
yollarını çeşitleme imkânı sunuyor,
- Geleneksel dans, beden
müziği ve beden perküsyonu formlarının çeşitlenebileceği ve geliştirilebileceği
deneysel bir çalışma ortamı oluşturuyor,
- Taklit ederek,
çalıştırıcılarla birlikte yaparak, yani “yaparak öğrenme” süreci sayesinde
beden hafızasının gelişmesini sağlıyor,
- Ağırlıklı olarak doğaçlamaya
dayandığı için yaratıcılığın gelişmesine katkıda bulunuyor,
- Sahneleme aşamasında,
seyirciyle etkileşim ve katılımcılık olanaklarını arttırma potansiyeli
barındırıyor, (KeKeÇa’nın zaten bu tür çalışmaları var:)
- Çerçeve sahne dışında da
kolaylıkla icra edilebilecek, kolay taşınabilir bir sergileme formu oluşturma
imkânı sunuyor.
Çalışmalarımızın ilk aşamasında,
birikimlerimizi paylaşmaya yönelik bir çerçeve kurmuştuk: müziğin ritmi ve tartımını
sayma ve yazmaya yönelik çalışmalar; bedeni ısıtma, esnetme ve dansa
hazırlamaya yönelik egzersizler; temel beden perküsyonu egzersizleri(1);
içinde yaşadığımız coğrafya ve yakın bölgelerin dans ve hareket geleneklerinin
ritimleriyle ve tartımlarıyla birlikte öğrenilmesi(2)…
vd. Son haftalarda bu tür temel eğitim çalışmalarını sürdürmekle birlikte,
farklı bir aşamaya da geçmiş durumdayız. Kişisel
hazırlıklarımızı ya da doğaçlamalarımızı topluca çalışarak geliştiriyoruz:
1) İki çalışma
arasında, yani boş zamanlarımızda yaptığımız hazırlıkları –çalışma terminolojimizle
“ödevlerimizi”- paylaşıyor, sonra da hep birlikte çalışarak geliştiriyoruz ya
da,
2) Çalışmanın bir
bölümünü doğaçlamalara ayırıp, bunları sergiliyor; ritim ve tartımlarını
yazarak deşifre ediyoruz. Sonra da hep birlikte icra ediyor ve –bazen gruplara
ayrılıp kanon yaparak, bazen de basit koreografiler eşliğinde- çeşitli
düzenlemeler yapıyoruz.
Ağırlıklı olarak belli bir ritim ve tartımda,
“izlenebilir ve dinlenebilir” nitelikte doğaçlamalar yapıyoruz. Bunları
sergiliyor ve videoya kaydediyoruz. Çalışma notlarımızdan alıntıyla,
denemelerimiz “‘çalma-oynama’ arasında geniş bir yelpazeyi içeriyor: çalma
/ çalarak oynama / oynayarak çalma / oynama… vd.” Bu yelpaze içinde tek
bir kategoriye sadık kalmaya çalışmıyoruz; çalma-oynama arasındaki denge kişisel
istek ve eğilimlere, ortama, anlık paslaşmalara -belki de şans faktörüne- bağlı
olarak değişkenlik gösterebiliyor.
Ben ise doğaçlarken genellikle
beden perküsyonu egzersizlerini, geleneksel danslarla bütünleştirmeye
çalışıyorum. Bu esnada, kaçınmaya çalıştığım iki eğilim olduğunu fark ettim:
1) Eklektisizm: beden perküsyonu
egzersizlerinin ritim-hareket kalıpları ile geleneksel dansların yapısını
estetik bir bütünlük gözetmeden bir araya getirmek (aslında hem bedenen
yabancılaşmayacağım hem de bu tür dansları seyretmeye alışkın bir seyirciye
tuhaf gelmeyeceğini düşündüğüm bir bütünlük oluşturmaya çalışıyorum).
2) Hareketsizlik:
deneyimlediğim kadarıyla beden perküsyonu egzersizleri genellikle sabit bir
yerde, geniş bir mekân kullanımı gerektirmeden yapılacak şekilde tasarlanmış.
Kollar, parmaklar, ayaklar, dizler, kalça… vd. arasındaki geçişlerdeki
akışkanlık sınırlı olabiliyor. İşte dansçının yaratıcılığı ve katkısının tam da
bu aşamada devreye girebileceğini düşünüyorum. “Hareket”in tanımı oldukça geniş
tabii ki; ama en azından ben fiziksel olarak hem mekân hem de beden kullanımını
genişleten bir hareket diline ihtiyaç duyuyorum.
Tabii ki bunlar benim kişisel eğilimlerim,
güzel? ya da doğru? olan değil. Yollar ve yönelimler fazlasıyla çeşitli. Farklı
yönelimlere sahip bu tür denemeleri geliştirmek, bir araya getirmek, sahne
üstünde “anlamlı kılmak” ise başka bir maharet gerektiriyor.
Çalışmada şimdilik, atölye
benzeri çalışmalarla başka birçok kişiyle paylaşılabilecek “ham” malzemeler
birikiyor ve sahne üstü üretime yönelik ipuçları oluşuyor. Yaratıcı bir
enerjinin oluştuğu çalışmada -dead-line’lar ve prodüksiyon sınırlamaları da
olmadığı için- katılımcıların ihtiyaçlarını gözeten, eğitselliği genişçe bir
döneme yayan bir ilerleyiş söz konusu. Yakında çalışma sürecini topluca
değerlendireceğiz. Bundan sonraki süreci nasıl kurgulayacağımız; sahnelemeye
yönelik nasıl bir hareket noktası, üslup, dil, kurgu, dramaturji… vd.
oluşturacağımız da böylelikle netleşmeye başlayacak…
…
NOT-1: Yazıya katkıları için Timuçin Gürer ve Levent Soy’a
teşekkürler…
NOT-2: Sırasıyla,
görsel kaynaklar:
1) bir dans çalışması notumuz
(tahtamız),
2)http://7doigts.com/system/files/252/original/Body%20Percussion_%C2%A9AndreaLopez_WEB.jpg?1294932583,
3) bir beden perküsyonu çalışması
notumuz (tahtamız).