22 Nisan 2013 Pazartesi

MOISEYEV DANS TOPLULUĞU İSTANBUL’DAYDI…



Berna Kurt

Moiseyev Dans Topluluğu Türkiye’den “geldi geçti”. Kelimenin tam anlamıyla böyle oldu, çünkü yalnızca bir gösteri sundular. Kimselerin haberi de olmadı. Ben de, tesadüfen haberdar olan bir arkadaşım sayesinde izleme fırsatı buldum.
  

Öncelikle, Birleşmiş Milletler toplantısı olduğu söylenen bir etkinlik yüzünden, gösteri mekȃnına ulaşana kadar akla karayı seçtiğimizi not etmem gerekiyor. Kapılardan geri çevrildik, hiçbir yönlendirme olmadığı için yanlış yollara girdik. Artık dünyaları buluşturan ülkemizde, dünyaca ünlü bir topluluğun gösterisi “dostlar alışverişte görsün” anlayışıyla organize edilmişti; dostlar “görebilirse” tabii! Koskoca topluluk geldi geçti, kimsenin haberi olmadı, olan da mekȃna ulaşana kadar yollarda süründü! Tahmin edeceğiniz gibi seyirci kompozisyonu da oldukça ilginçti: muhtemelen yarıdan fazlası bizzat davetli olan, takım elbiseli siyaset ve diplomasi çevreleri ile onların güzide eşleri; topluca getirilen ama nereye, niye geldiğini tam algılayamamış öğrenci toplulukları… vs. Meğerse Türk-Rus Kültür Vakfı ile Rus ve Türk Kültür Bakanlıkları’nın desteğiyle düzenlenen Rus Kültürü Festivali vesilesiyle buluşmuşuz hepimiz eski Lütfi Kırdar’da, şimdinin İstanbul Kongre Merkezi Harbiye Salonu’nda…

O ünlü “Devlet Akademik S.S.C.B. Halklarının Halk Dansları Topluluğu” “Rus Halk Dansları Topluluğu” oluvermiş bu arada. Bilmesek gerçekten de afişte belirtildiği gibi “Halk Dansları Devlet Akademik Ansamblesi’nin(?)” “Rus Halk Dansları Gösterisi”ni izlediğimizi zannedecektik. Bazılarının ellerinde festival broşürü benzeri bir şeyler vardı ama yalnızca bu gösteriye yönelik olarak hazırlanmış bir program dergisine ulaşamadık biz. Ertesi gün ilgili haberleri taradığımda karşıma çıkan koreografi isimleri, “Rus Halk Dansları Gösterisi” etiketinin anlamsızlığını ortaya koyuyordu: “Rus” dansları ile tematik dansların yanı sıra, Kalmuk dansları, Tatar dansları, Moldova dansları, “Kadril” dansı, Yedi Güzel” adlı Başkır dansı, “Besarabya” adlı çingene dansı, Horumi adlı Gürcü dansı (Türkiye’de daha çok “Orta Batum” olarak bilinir)…vd. de sergilenmişti. 
 


Yaklaşık 1,5 saat süren gösteride, elliye yakın dansçı, ondan fazla koreografi sergiledi. Fazlasıyla sahneye hakim ve profesyoneldiler, neredeyse tek bir hata bile yapmadılar. “Hata”sızlığın altını çiziyorum çünkü topluluğun öncülüğünü yaptığı estetik model, halk danslarını stilize ve senkronize bir şekilde yorumlayan “hareket koroları”nın milimetrik hesaplara dayalı mizansen geçişlerine dayanır. Topluluk, Soğuk Savaş yıllarında önce sosyalist ülkelerdeki, daha sonra da -Türkiye de dahil olmak üzere- başka ülkelerdeki devlet halk dansları topluluklarına model oluşturmuştur. Geleneksel dansları çeşitli sahne sanatı araçlarından beslenerek sergilemiş ve anonim-tek tip görünüşlü bale dansçılarının senkronize-tek vücut yorumlarıyla “mutlu mesut” Sovyet halklarının bir aradalığını ortaya koymuştur. O yüzden de, bu gösteri ile Türkiye’deki Devlet Halk Dansları Topluluğu ve Anadolu Ateşi gibi grupların gösterileri arasında ortaklıklar yakalamak pek de şaşırtıcı değildir.

Tabii Moiseyev ve Riverdance gibi belli “tür”lerin öncüsü olan toplulukları seyretmek, koreografik yaratıcılık, iyi icra ve profesyonelliğin, sahne etkisi oluşturmada yeterli olduğunu hatırlatma işlevi görüyor. O gece sahnede ışık şovlarına, bangır bangır perküsif müziklere, göz boyayıcı efektlere ihtiyaç duymayan Moiseyev dansçıları bütünüyle virtüozite sergilediler. Daha da önemlisi, bunu seyircinin gözümüze sokmadan yaptılar! Yetenekli-yeteneksiz, solist-corps de ballet dansçı ayrımları yoktu sahnede. Alışık olduğumuz üzere, önde akrobasi yapan “yetenekli” ve tabii ki teşhirci(!) solistler ile arkadaki “yeteneksiz”lerden oluşan “folklorcu” korosu gibi ayrımlar yoktu. Topluluk, teatral niteliği ağır basan sahnelerde sıcak atmosferler oluşturabildi. Bu tür sahneler ile seyircinin daha aşina olduğu dansların sergilendiği sahnelerde daha fazla alkış aldı. 

Keşke daha fazla dans meraklısı seyredebilseydi gösteriyi, benzerleriyle karşılaştırma imkȃnı bulabilseydi. Bu bir buçuk saatlik gösteri, dünyaya yayılan bir estetik modeli tanıtan, tarihsel öneme sahip bir topluluğun sahneleme anlayışını ortaya koyan bir koreografi dersi niteliğindeydi…


NOTLAR:
*Görsel kaynak linkleri (sırasıyla): http://rusfestistanbul.org/2013fest/?portfolio=thethief,
* Gösteriyi kaçıranların şu 15 dakikalık video’ya bir göz atmalarını tavsiye ederim: http://www.youtube.com/watch?v=HtHB-r3QGsw